Akhisarlı Kadınlar, Kadına Şiddete ?Dur? Demek için Sokaklara Çıktı

Akhisar 8 Mart Kadın Dayanışma Grubu ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun"25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü" dolayısıyla ortaklaşa eylem düzenlediler.


Gündem 25.11.2015 15:55:46 411 0

Akhisarlı Kadınlar, Kadına Şiddete ?Dur? Demek için Sokaklara Çıktı

Kadına yönelik şiddetle mücadele için farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen yürüyüş, Akhisar Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi girişinde başladı ve Hükümet binası önünde yapılan oturma eylemi ile son buldu.

Saat 12.30´da başlayan yürüyüşte Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformundan Necla Işıko, eşliğinde yürüyüşe katılan kadınlar "Tacize Hayır", "Şiddete Hayır", "Çocuk Gelinlere Hayır", "Mobbinge Hayır", "İşsizliğe Hayır",  "Hükümet Uyuma Erkekleri Koruma", "Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek", "Erkekler Vuruyor Yasa Korunuyor", "Bağır Duyulsun Şiddet Son Bulsun", "Kadın Cinayetlerine İndirim Yok", "Kadın Yaşam Özgürlük", "Kadınlar Sokağa Dayanışmaya", "Asla Yalnız Yürümeyeceksin", sloganlarla yürüdüler.

 Öğretmenevi önünde Akhisar Özel Doğuş Hastanesi Halkla İlişkiler Tanıtım ve Pazarlama Müdürü Yaşar Artar ve personeli yürüyüşe katılan kadınlara karanfil dağıttılar.

 

25 KASIM UTANÇ GÜNÜNÜN YILDÖNÜMÜ

Grup daha sonra Hükümet binası önünde gerçekleştirdikleri oturma eyleminin ardından basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını 8 Mart Kadın Dayanışma Grubu adına Hilal Tınmaz yaptı. Basın açıklamasında 25 Kasım´ın anlam ve öneminden bahsederek, kadına şiddetin gün ve gün arttığını dile getirerek, iyi hal indirimlerine tepki gösteren Tınmaz, ?25 Kasım,  bundan tam 48 yıl önce, Dominik Cumhuriyetinde, diktatörlüğe karşı özgürlük mücadelesini yükselten Mirabel kız kardeşlerin, diktatörün askerleri tarafından, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildikleri, utanç gününün ve insanlık ayıbının yıl dönümüdür. Mirabel kız kardeşlerden birinin kod adının Kelebek olmasından dolayı; Kelebekler adıyla anılırlar ve katledildikleri 25 Kasım tarihi,  1981 yılında Latin Amerika Kadın Kurultayı´nda alınan bir kararla ?Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü´ olarak kabul edilir.

1981´den bu yana dünyanın dört bir köşesinden kadınlar, efsaneleşen bu üç kelebeğin tutuşturduğu ateşi alevlendiriyor. 25 Kasım, insanlık tarihinde kadınlara yönelik, alçak, vahşi bir şiddetin, bir insanlık ayıbının. Bir utancın yıldönümü olduğu gibi aynı zamanda kadınların erkek egemen toplumsal şiddete karşı duruşunun, kadın dayanışmasının, ilmek ilmek örülmeye başlandığı şanlı bir yıldönümüdür.

 

GERİCİ İDEOLOJİ ŞİDDETİ POMPALIYOR

Kadınlar yaşamın her alanında cinsel kimliklerinden ötürü şiddete karşı maruz kalmaya devam ediyorlar. Kadınlara uygulanan şiddetin sadece ülkemizde değil, Dünyanın her yerinde;  bugün bile vahşet düzeyinde devam ettiği raporlarla, haberlerle doğrulanıyor, kadınlar evde, işyerinde, sokakta polis şiddetiyle, koca, sevgili şiddetiyle karşı karşıya kalmaktadır. Kadını cinsel meta olarak gören ve toplumsal yaşamın her alanında kitlelere bunu pompalayan gerici ideolojinin etkisiyle yaşanan cinsel şiddet oldukça ürkütücü boyutlardadır. Soruyoruz, henüz 13 yaşındayken toplu tecavüze maruz kalan bir çocuğun ?tecavüze rıza gösterdiğine´ kanaat getiren bir mahkeme ve yerel mahkemenin kararını onayan Yargıtay gibi bir kurum dünyanın hangi demokratik ülkesinde mevcuttur ? Bizler erkek adaletin vardığı bu kararı asla kabul etmiyor, vicdanlarımızda mahkum ediyoruz.

Erkek adalet değil; gerçek adalet sağlanıncaya kadar mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Ülkemizde 30 yılı aşkın bir süredir kirli bir çatışmalı süreç yaşanıyor. Bu ortamda kadınlar ve çocuklar şiddetin en kabasına, en vahşisine maruz kalıyorlar. En temel insan hakları hiçe sayılarak, insanlık dışı tüm uygulamalar meşruluk kazanıyor. Ölümün,  işkencenin,   baskının çirkin yüzü hiç çekinmeksizin insanların boğazına yapışıyor. Çatışmasız bir ortamda dahi, her türlü eşitsizliğe, ayrımcılığa, baskı ve şiddete maruz kalan kadınlar ve çocuklar, çatışmak ortamların da en canı yananı oluyor.

 

MAHKEMELER SUÇU İŞLEYENLERİ TEŞVİK EDİYOR

Ataerkil aile ve toplum yapısı,  kadını yüz kez öldürmekten, diri diri toprağa gömmekten gocunmuyor. Barış isteyen, onurlu bir barış için mücadele veren kadınlar,  yargının ve kolluk kuvvetlerinin baskısı ve şiddetiyle karşılaşıyor.
Artık hiçbir bir şey eskisi gibi olmayacak. 2015 yılının ilk 10 ayında 346 kadın katledildi; kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Kadın cinayetlerinin sorumluları ile ilgili mahkemelerin verdiği,  kararlarla sevdik dediler indirdiler, kravat taktılar indirdiler, kıskandık dediler indirdiler, bu suçu işleyenleri ödüllendiriyor ve teşvik ediyorlar. Artık kentimizde hepimizin gözü önünde kadın cinayetleri işleniyor. Kadına yönelik şiddete eşitsizliğe karşı ayaktayız, alarmdayız. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Nerde bir kadın eziliyorsa 1 nerde kadın ve çocuklarımıza yönelik, cinsel istismar varsa, şiddet varsa,  katliam varsa, savaş varsa haksızlık varsa, sömürü varsa zulüm varsa, taciz , tecavüz varsa emin olun ellerimiz yakanızdadır. Şimdi kelebekler zamanı? Biz kadınlar Her birimiz birer ?Kelebeğiz´ Unutmayalım ki kelebekler kanat çırparak yol alırlar, Yalnızca 25 Kasımlarda 8 Martlarda değil, gün, gün ve her gün kanat çırptıkça özgürleşeceğiz. Hayatın içinde varız diyebilmek için insanca yaşam için ,  kadın olarak var olmak için Artık yeter diyoruz. Yaşasın kadın dayanışması ,yaşasın  mücadelemiz? ifadelerini kullandı.