CHP, Teşkilatı Basın Bayramını Kutladı


Siyaset 24.07.2013 15:54:24 6537 0

CHP, Teşkilatı Basın Bayramını Kutladı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Akhisar İlçe Başkanı Av. İsmail Fikirli, yönetim kurulu üyesi Beşire Sunay, Tuğrul Köprülü, İsmail Çoker, Kadın Kolları Başkanı Selver Goral ve Gençlik Kolları yönetim kurulu üyesi Serkan Kurban ile birlikte Akhisar’ın ilk Ye

CHP, Teşkilatı Basın Bayramını Kutladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Akhisar İlçe Başkanı Av. İsmail Fikirli, yönetim kurulu üyesi Beşire Sunay, Tuğrul Köprülü, İsmail Çoker, Kadın Kolları Başkanı Selver Goral ve Gençlik Kolları yönetim kurulu üyesi Serkan Kurban ile birlikte Akhisar’ın ilk Yerel İnternet Haber Ajansı olan Akhisarhaber.com sitesini ziyaret ederek Türk basınında sansürün kaldırılışının 105. yıl dönümünde, tüm basın mensuplarının 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramını kutladı.

Akhisar’da yaşanan olaylardan ve gelişmelerden haberdar olmamızı sağlayan yerel basın mensuplarının 24 Temmuz basın bayramını kutladığını vurgulayan ve Akhisar Haber bürosunda açıklama yapan CHP Akhisar İlçe Başkanı Av. İsmail Fikirli ;” Bugün 24 Temmuz, Basında sansürün kaldırılışının 105 inci yıl dönümü. Bundan 105 yıl önce bugün, ülkede her şeyin mutlak hakimi olan Devlet-i Ali’nin, basını kontrol etme gücünden vazgeçip, basın özgürlüğünü tanıdığı gündür. Bayramınız kutlu olsun. Modem parlamenter demokrasilerde, yasama, yürütme ve yargıdan oluşan devletin üç erkine çağımızda dördüncü bir erk olarak basının katıldığını görüyoruz. Ancak 20. Yüzyılın ilerleyen yıllarında matbuat, basım ve dağıtım tekniklerinin gelişmesi sonucu, tirajların çoğalarak yazılı basının toplumun büyük bir kesimine ulaşması ile basının önemi çok daha artmıştır. Keza elektronik alanındaki hızlı ilerlemeler, haberleşme, sesli ve görsel yayın araçlarının hızla çoğalarak, her kesimden halkın evine girmesi sonucu, basının demokrasinin olmazsa olmazı, hatta diğer erklerin önüne geçerek, devletin anaerki olma durumuna geldiğini görüyoruz. Ülkemiz tarihinde sansürün kaldırılması kararı, her şeyin güllük gülistanlık olmasına yetmemiştir. Bu tarihin üzerinden bir yı1 bile geçmeden Gazeteci Hasan Fehmi’nin 6 Nisan 1909’ da yol ortasında öldürüldüğünü görüyoruz. Bu olayların Cumhuriyet devrinde de görüldüğünü, ancak 1970’ ii yılların sonlarında bir gazeteci katliamına dönüştüğünü görüyoruz. Bu devirdeki olaylarda devlet açı1ça bu katliamın tarafı olmuştur. Katillerin yanında yer almıştır. Hal km haber almasını, gerçekleri öğrenmesini istemeyen egemen güç, 5ldürme pahasına bunu engellemiştir. Günümüze kadar gelen bu kıyımın Abdi İpekçi’ den Çetin Emeç’ e, Turan Dursun’dan Musa Anter’ e, Uğur Mumcu’ ya, Metin Göktepe’ ye, Hirant Dink’ e birçok gazeteciyi fikirlerinden dolayı öldürdükleri ve sansürün şeklinin değiştirildiğini görüyoruz.
 

Günümüzde ulaştığımız “ileri demokrasi” de ise sansür tamamen kılık değiştirmiştir. Sansür, basını elinde tutan sermayeyi yönetmek, yönetemediğini ele geçirip kendisi adına yandaşlarına yönettirmek ve kendi adına yöneten gazete patronları eliyle, fikir emekçisi gazetecinin yemek borusunu kontrol etmek haline gelmiştir. Bunun yanında kendi yandaş basın ve gazeteci kadrosu özelden genele ulaşmış. Gerçekleri yazan hür basın ise istisna kalmıştır. Muhalefete muhalefet etmek, siyasi ve bürokratik paye almak için kıstas olmuştur.
Demokratik bir şekilde seçimle iş başına gelen iktidar, iktidarının devamı uğruna demokrasinin bütün kurumlarını yok etmiştir. Yasama, padişahın fermanlarını yazan nişancısına, yürütme kapıkullarına, yargı da bostancı başı konumuna getirilmiştir. Diktatör açıkça yargıyı “görevini yapması” hususunda uyarmayı alışkanlık haline getirmiştir. Demokrasi tramvayından inecekleri istasyonun hayali ile kendi dikta rejimlerinin raylarını korkusuzca döşemeye devam etmişlerdir. Hiçbir demokratik rejimde görülmeyecek takibatlar yapılmış, hayali terör örgütleri kurdurulmuş, özel yetkilendirilmiş mahkemeler kurularak aydın, gazeteci ve bu ülkeye hizmet etmiş birçok kişi zindanlara atılmıştır. Birleşmiş Milletlerin ülkemizdeki uygulamalarla ilgili almış olduğu karar ve yaptırımlar bizler için utanç vericidir. İktidarı elinde tutan siyasiler ne kadar gözyaşı dökse azdır. Uluslararası Basın Örgütlerinin ülkemizi koydukları kategoriden ülkemizi yönetenler rahatsız olmayabilirler. Ancak bu bizler için utanç verici bir durumdur. Bütün faşist yönetimlerde olduğu gibi ülkemizdeki bu günün dikta rejimi de kendisine muhalif herkesi, muhalefetinden aydınına, iş adımından sade vatandaşına, sanatçısından bilim adamına kadar herkesi terörist olarak yaftalamış ve kovuşturma yollarını açmıştır. Bu akımdan en çok nasibini alan da yine gazeteciler olmuş, onurları kırılmış, işlerinden olmuşlar, sıkıntı çekmişler, evlerine ekmek götürememişlerdir. Daha şanssız olanlar ise şafak vakti evlerinden alınmış Silivri’nin ya da başka zindanların sesiz duvarları arkasına atılmışlardır. Son Gezi olaylarından günümüze tam elli dokuz gazeteci işinden uzaklaştırılmış, on dördü ise süresiz izine! Gönderilmiştir. Keza bu dönemde birçok gazeteci gözaltına alınmış, coplanmış, darp edilmiş, gaz saldırısına uğramış, şiddete maruz kalmıştır. Bugün gelinen noktada, başta siz gazeteci aydınlar olmak üzere, Demokrat Parlamenter Türkiye geleceğine, aydın bir geleceğe inanan bizler ve bizler gibi düşünen halkımız, hepimiz, namussuzlardan daha cesur daha çalışkan ve daha fedakâr olmaya mecburuz. Emanet aldığımız ülkenin bütün kurumların aşındırıldığı, bütün kaynaklarının aşırıldığı ve vatanımızın bütünlüğünün pazarlık masalarına konulduğu bu dönemin bitirilmesi hususunda üzerimize düşeni yapmaya mecburuz. Çocuklarımıza, torunlarımıza emanet edeceğimiz başka bir vatan, başka bir devlet yok. Bugünün iktidarının sizlere reva gördüğü şartlar Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında programımız doğrultusunda modem batı demokrasilerine paralel gazeteci hak ve özgürlüklerinin şartları yaratılacaktır.

Parti programımız Basın özgürlükleri ve Medya konusunda şu şekilde düzenlemiştir:

“CHP, yazılı ve görsel basını demokrasinin vazgeçilmez kurumları arasında görür. Medyanın her türlü baskı ve engellemeden uzak, Özgür ve tarafsız bir biçimde faaliyet göstermesini hedefler. Demokratik, Özgür Basın ve İletişim Ortamı İletişim özgürlüğü, ülkemizde insanca yaşamanın, saydam bir yönetime kavuşmanın ve demokratik sistemin temel koşullarındandır. Halkın Doğru Haber Alma ve Gerçek/eri Öğrenme Hakkının bir aracı olan yazılı, görsel ve dijital medyanın temel işlevi ise iletişim Özgürlüğünün sağladığı özgürlük ve sorumluluk alanını en iyi şekilde değerlendirip gerçekleri tarafsız biçimde kamuoyuna yansıtmaktır. Doğru haber alma, doğru/arı ve gerçek/eri bilme, doğru bilgilenme hakkı demokrasinin gereğidir.
Güçlü, yansız, ilkeli, demokratik bir medya hedefimizdir:
 

Medyada tekelleşme önlenecek, güçlü, yansız, ilkeli, demokratik bir medya ortamının, evrensel boyutta kabul gören kriterler eşliğinde, dünyaya açık ve çağdaş yapıda eksiksiz olarak oluşturulması hedef alınacaktır. Bilgi edinme özgürlüğü güvence altına alınacak.
Medya ve iletişim özgürlüğünün bilgi kirliliğine yol açmadan en yaygın şekilde kullanılabilmesi ile halkın bilgi edinme hakkından en geniş biçimde yararlanabilmesinin şeffaf ve demokratik ortamı amaçlanacak, bu öngörünün gerektirdiği özgürleştirici ve düzenleyici tüm önlemler sağlanacak, Bilgi Edinme hakkına tam anlamıyla uyulması sağlanacaktır.
İletişim özgürlüğü korunacak:
 

Yasama ve yürütmenin (merkezi ve yerel yönetimler dâhil), medya sahipliğinin veya bu alandaki tüm diğer aktörlerin İletişim Özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik girişimlerine karşı durulacaktır. Sansür ve öndenetime son verilecek, basın hakları ve iletişim özgürlüğü korunacak: Yayınlarda sansür veya ön denetime kesinlikle karşı olan anlayışımızla, bu konuda sadece uluslararası normlarda yargı denetimine bağlı kılınması öngörülecek, basın hakları ve iletişim özgürlüğü sonuna kadar savunulacaktır. İletişim özgürlüğünün, gerçek ve tüzel kişiler arasındaki iletişimin gizliliği ilkesini ihlal etmeyecek, demokratik ve saydam bir hukuk devletinin beklentilerini karşılayacak bir düzenlemeye tabi tutulmasına özen gösterilecektir.
Medya-Ticaret-siyaset ilişkilerine şeffaflık hakim olacak:

Devlette idarenin saydamlaştırılması paralelinde, medya dünyası, vakıflar, dernekler ile meslek odalarının, sektörün ve bu kuruluşların yöneticilerinin, Medya — Ticaret — Siyaset çerçevesindeki ilişkilerinin saydamlaşması ve çağdaşlaştırılması hedef alınacaktır. Yabancılar ulusal medya kuruluşlarında yetkili üst yönetici olamayacaklardır.
Sorumluluk düzeyi yüksek nitelikli medya:

Yazılı ve görsel medya ile internet medyacılığının, Anayasamızın kural ve ilkelerine, insanlığın evrensel değerlerine, toplumumuzun geleneklerine, farklı kültürel, dini ve etnik duyarlılıklarına, ulusal bütünlüğümüze, bireysel hak ve özgürlüklere saygılı biçimde yayın yapmaları hedef alınacaktır. Medyada şiddet görüntülerinin iletişim kurumları arası özdenetim mekanizması ile önlenmesi amaçlanacaktır.
Yerel medya desteklenecek:
 

Yerel demokrasinin güçlendirilmesinde önemli bir işlevi olan yerel görsel ve yazılı medyanın gelişmesi için gerekli önlemler alınacaktır. Yerel radyo, televizyon ve gazeteler ile internet yayıncılığın in, mesleki etik ile yansız, bağımsız ve özgür habercilik kurallarına bağlı kalmaları eşliğinde, mali ve kurumsal yapılarının güçlendirilmesi önem le desteklenecektir. Yerel televizyonların uyduya çıkma ücretleri makul bir düzeye indirilecektir.
Basın İlan Kurumu adil olacak:

Basın İlan Kurumu’nun adil ve hukuki olmayan ve bir nevi baskı unsuruna dönüşen taraflı uygulamaları engellenecektir. Medyada tekelleşmenin önlenmesi sağlanacak: Yazılı ve görsel medyada tekelleşmeyi önlemeye yönelik yasal ve kurumsal düzenlemeler, dünyadaki örnekleri de dikkate alınarak uygulamaya geçirilecektir. Gazete ve dergi dağıtımındaki yapılanmaların haksız rekabet ortamı yaratmaması gözetilecektir.
RTÜK meslek odalarına açılacak:
 

Kamu iletişim kuruluşlarında, toplumdaki her kesimin ve görüşün en geniş boyutta yer alması sağlanacaktır. Bu anlayışla, RTUK üyelerinin aday olma ve seçimi süre çleri medya meslek odalarının, iletişim fakültelerinin etkin katılımına açılacak; RTÜK’ün konumu, Internet yayınları alanını da kapsayacak şekilde güçlendirilirken, etkinliği ve tarafsızlığı sağlanacaktır.
Basın etik kuralların in güçlendirilmesi desteklenecek:
Basın Konseyi’nin ve bu alandaki diğer sivil toplum kurumlarının, demokratik değerler çerçevesinde etkinliklerinin artması, Basın Etik Kurallarının uygulanmasının güçlendirilmesi desteklenecektir. İletişim sektörüne çerçeve yasa: Tüm iletişim sektörünün, yazılı ve görsel medya ile Internet yayıncılığı ve diğer kitlesel yayıncılık dünyasının tek bir çerçeve yasayla düzenlenmesi hedef alınacaktır.
Sarı basın kartlarına yeni düzen: