Eğitim-İş, Kadınlar Gününde Üyeleriyle Kahvaltıda Buluştu

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Akhisar İlçe Temsilciliği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Ramiz Park´ta organize ettiği kahvaltı programıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı.


Eğitim 6.03.2016 14:56:15 296 0

Eğitim-İş, Kadınlar Gününde Üyeleriyle Kahvaltıda Buluştu

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Akhisar İlçe Temsilciliği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Ramiz Park´ta organize ettiği kahvaltı programıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı.

            Ramiz Park´ta düzenlenen kahvaltı programına katılan Eğitim-İş üyelerini, Akhisar İlçe Temsilci Başkanı Ali İlhan ve yönetim kurulu kapıda karşılayarak program öncesi her üyeye karanfil vererek kadınlar gününü kutladılar.

            Kahvaltı programında ilk açıklamayı Eğitim-İş üyesi Yeliz Güçyener yaptı. Yeliz Güçyener;" Bu anlamlı günde, bana bu konuşmayı yapma imkanı verildiği için teşekkür ederim. Öncelikle kısaca 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü´nün tarihinden ve öneminden bahsetmek istiyorum. Dünya Emekçi Kadınlar Gününün temelinde, 1857 yılında ABD´nin New York kentindeki bir fabrikada, çalışma koşullarının iyileşmesini isteyen 40.000 dokuma işçisinin yaptığı grev sonucunda, 129 kadın işçinin can vermesi yatmaktadır. Önce Kopenhag da daha sonra Moskova´da bu acı olaydan sonra Uluslararası kadınlar Konferansları düzenlenmiş ve ABD tarafından 1960 yılların sonunda bu olayın önemini vurgulamak için çeşitli yollarla anma törenleri yapılmıştır. Ve daha sonra da 1977 yılında, Birleşmiş Milletler, 8 Mart´ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul etmiştir.Türkiye´de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ,ilk kez, 1921 yılında ?Emekçi Kadınlar Günü? olarak kutlanmıştır.
Fakat hepimiz biliyoruz ki, önemli olan 8 Mart Dünya Kadınlar gününü sadece böyle güzel organizasyonlarda bir araya gelerek benim de şuan yaptığım gibi biraz tarihçesinden biraz öneminden bahsederek kutlamak değil yaşadığımız şu toplumda ezilen, sömürülen ayaklar altında kalan kadınlarımızın, kadın gibi her şeyden önce, insan gibi yaşamasını sağlamak için elimizden geleni yapmaktır. Bu ülkede kadın olmak hayatınızın her alanında var olabilmek için mücadele etmek zorunda kalmaktır. Hayatınızın her anında ?Ben de varım!? diye haykırmaktır. Binleri tarafından sesinin hep kısılmasıdır. Öteki olmaya zorlanmaktır. Kısacası zordur bu ülkede kadın olmak. ?Nefes alıyorsak umut var demektir,? derler ya, bu ülkede kadınsan ve tüm kötülüklere rağmen hala nefes alabiliyorsan umut değil de şansın var demektir. Bu ülkede 69 yaşındaki yaşlı kadın gibi, yolda sadece adres sorduğunuz torununuz yaşında bir genç tarafından bir barakaya çekilip tecavüz edilebilirsiniz. Bu ülkede 6 yaşındaki kız çocuğu gibi, babanızın kuzeni tarafından defalarca tecavüz edilebilir, öldürülebilirsiniz, cesediniz ormanda bulunabilir. Bu ülkede 20 yaşındaki Özge can Aslan gibi, arkadaşınızla gezdikten sonra evinize dönerken sadece dolmuştaki son yolcu olduğunuz için, 3 tane hayvan tarafından saldırıya uğrayabilirsiniz. Bu ülkede televizyon programına bağlanıp babanız tarafından tecavüze uğradığınızı söylerseniz babanız komu oyunda mahcup edildiği için ceza indirimi alabilir. Bu ülkede giydiğiniz her şeyden tahrik olan ve bu yüzden sizinle kendini tatmin etmeyi kendine hak gören bir zihniyet var maalesef.Çünkü bu ülkede yaptığınız her şey, var oluşunuz bile bir ?Tahrik? sebebidir. Daha da vahim olan; bu ülkede ?Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek? diye açıklama yapan insanlar var. Bu ülkede ?Tecavüze uğrayan doğursun, devlet bakar,? diyenler var. İşte, şu anda Türkiye de kadın olmanın resmi maalesef bu Oysa ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk´ ün ;?Ey kahraman Türk kadını! Sen ayaklar altında ezilmeye değil, sen omuzlar üstünde göklerde yükselmeye layıksın.´ Sözü, kadınlarımıza daha fazla değer verilmesi gerektiğini,en iyi şekilde ifade etmektedir. Bugün 8 Mart, gezideki kırmızılı kadının günüdür, özgürlük tablosunda isyan eden kadının günüdür, ülkesinin işgaline başkaldıran Nene Hatun, Kara Fatma Halide Edip´in günüdür. Yasadığımız şehrin modern yüzünü yapmış Leyla Atakan´ın günüdür, çağdaş toplumun yüzü Afife Jale´nin günüdür, önce bilim diyen Türkan Saylan´ın günüdür. Sadece bu güne bakışımız bile, bizlerin kadınlara karşı duruşumuzdaki samimiyeti ortaya koymaktadır aslında. 8 Mart´ta emekleri için mücadele eden kadınlar başta olmak üzere ve tabi ki her zaman kadınların bu anlamlı mücadelesinin yanında yer alan tüm insanların Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum, bizi insanca yaşama kavuşturan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk´ü saygıyla selamlayarak, bugün M.K. Atatürk´ün yaptığı devrimlerinin sefasını sürüp onları sonuna kadar kullanan fakat bu devrimleri ve M.K.Atatürk´ü her fırsatta olumsuz yönde eleştiren bayanları şiddetle kınıyorum. Ve konuşmama Can Dündar´ın sözleriyle son vermek istiyorum. Bir kadın hayattır aslında. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla, kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyormusunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz" dedi.

 

Kahvaltı programında sözlerine eğitim emekçileri dünya emekçi kadınlar gününüz kutlu olsun diyerek başlayan Akhisar İlçe Temsilci Başkanı Ali İlhan;" Ülkemizde ve bölgemizde barbarlığın ve karanlığın hüküm sürdüğü bir dönemden geçiyoruz. Gericilikle yaşamlarımızı teslim almaya çalışan AKP´ iktidarı bu karanlığın baş sorumlusudur. Suriye de 5 yıldır yobaz çeteleri destekleyenler, besleyip büyütenler bugün de ülkemizde patlayan bombaların baş sorumlusudur. Ülkemizde farklı inançlardan milyonlarca yurttaşımızın iç içe yaşadığı bilindiği halde, Siyasi iktidar, bu ortak yaşam, irade ve kararlılığına ihanet etmiş, ?Alevi-Sünni? kelimelerini sıklıkla kullanarak çoğunlukla kadınlar üzerinden bu mezhep fayını tetiklemeyi siyasetinin ana teması saymıştır. ?Kadın erkek eşit değildir?, ?doğurun evde oturun?, ?babanın kız çocuğuna şehvet duyması normaldir´ diyenler, kadın katilleri için ?saygın kişiliği sebebiyle? iyi hal indirimini uygun görenler her gün kadınların katledilmesinin, tecavüze uğramasının, akıl almaz derecede şiddet görmesinin baş sorumlusudur. 4+4+4 gerici eğitim sistemini uygulamaya koyanlar, karma eğitimi ortadan kaldırmaya çalışanlar, din derslerini seçmeli adı altında zorunlu hale getirenler, çocuklarımızın geleceğini karartan, onları birer yobaz militan veya ucuz işgücü haline getirmek isteyenlerin ta kendisidir. Kadın emeğini yok sayarak, yedek işgflc8 olarak gören ?eşit işe eşit ücret? ilkesini reddeden zihniyet esnek çalışmayla, evden parça başı işlerle kadınları ucuz işgücü olarak güvencesiz çalışmaya iten, birçok iş kolundaki ?Ve evdeki emeğimizi görünmez kılan piyasacı zihniyettir. Bu piyasacı zihniyetin yarattığı sistem, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve psikolojik her alanda emekçi kadınların yaşamını alt-üst etmektedir. Yanı başımızda süren savaşı körüklemeye, çeteleri beslemeye devam etmekle kalmayıp ülkemizi bizzat savaşa sokmak için uğraşan AKP´ iktidarı savaşın yarattığı yıkımın, yaşamı kabusa dönen milyonlarca kadın ve çocuğun da sorumlusudur. Diyanet fetvalarıyla, çıkardıkları yasalarla, bizleri toplumsal yaşamdan koparmak üzere hayata geçirmeye çalıştıkları düzenlemeleriyle laiklik düşmanı olduğunu ilan edenler şimdi de bu uygulamalarının Anayasasını yapmak üzere kolları sıvıyor. Laikliğin resmi olarak da ortadan kaldırılacağı, gericiliğin bir devlet politikası haline getirileceği Anayasa´ya ve onun başkanlık sevdalısı diktatörüne karşı, Çocuklarınızın geleceğini karartan, onları birer yobaz militan veya ucuz işgücü haline getirmek üzere uygulamaya koymaya çalıştıkları genci eğitim sistemine karşı Reyhanlı, Suruç, Ankara, İstanbul katliamlarıyla emperyalizmin planları ve kendi hırsları için ülkemizi savaşa sokmak isteyenlere karşı bizler bir araya geldik. Zorunlu din dersleri kaldırılmalı, imam hatipleştirilen bütün okullar yeniden eski statülerinde devlet okulu olmalıdır! Eğitim, laik ve bilimsel olmalı, kurma eğitim hiç tartışmasız güvence altına alınmalıdır! Diyanet İşleri Başkanlığı hayatlarımıza dair genci fetvalar vermeyi sonlandırmalıdır! Emperyalizmin emrindeki bütün savaş suçluları yargılanmalıdır! Unutmayalım ki! Örgütlü hareket etmediğimiz sürece bu sömürü devam edecektir.
Emekçi kadının kurtuluşu kapitalist düzende en çok sömürülen ve ezilen işçi sınıfının kurtuluşundan farklı bir yol izlemeyecektir. Emekçi kadınlar, sınırdaşlarıyla birlikte mücadele ederek kurtulacaklardır.  Yaşasın "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" Tüm şehit annelerinin ellerinden öpüyorum 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu olsun.


Haber Kaynak : ERHAN ÇELİK