İfade Değişti, Dava Salonu Karıştı

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Soma davasının 6´ncı duruşması 4´üncü gününde devam ediyor.


Polis/Adliye 19.02.2016 11:17:23 402 0

İfade Değişti, Dava Salonu Karıştı

Manisa´nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği facianın ceza duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam ediyor. 6´ncı duruşmanın 4´üncü oturumunda avukatlar ve madenci aileleri polisin geniş güvenlik önlemi eşliğinde mahkeme salonuna alındı. Bugün gerçekleştirilecek oturumda tanıkların dinlenilmesine devam edilecek.

İSTENEN CEZA

Olayla ilgili soruşturma sonucunda açılan davada tutuklu 8 sanıktan madende vardiya amiri olarak görev yapan Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti. Halen tutuklu bulunan 6 sanık "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.

Tutuksuz 48 sanık hakkında, "taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis isteniyor. Bunlardan 25´i hakkında da bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.

DÜN NELER OLDU...

MANİSA´nın Soma İlçesi´nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 6´sı tutuklu 46 sanıklı davaya, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi´nde, kaldığı yerden devam edildi. Duruşmada ifade veren Osman Ertunç, güvenlik amaçlı kullandığı seyyar sensörün, kalibrasyon değerlerini ve kayıt yaptığını bilmediğini öne sürdü. Ertunç´un ocakta güvenlik için önlemlerinin alındığını söylemesine isyan eden madenci yankıları ise "Onun için mi 301 kişi öldü?" diye tepki gösterdi.

Soma´da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, ´Olası kastla öldürme´, ´Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma´, ´Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama´ suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi´nde kaldığı yerden devam edildi. Somalı iççilerin aileleri, polisin arama noktasından geçip duruşmayı izlemek üzere salona girdi.

GÜVENLİK İÇİN SENSÖR KULLANAN İŞÇİ KONUŞTU

Yoklamayla başlayan duruşmada ilk olarak, seyyar sensör kullanıcısı Osman Ertunç, tanık olarak dinlendi. Halen facianın yaşandığı ocakta çalıştığını, barajlama, sondaj yaptığını, ayrıca güvenlik amaçlı seyyar sensör kullandığını söyleyen Osman Ertunç, "Eğer değerlerde anormal bir durum görürsem amirlerime haber verirdim Onların verdiği talimat doğrultusunda da hareket ederdik. Ayakların birisinde ısınma olduğu zaman böyle davranmıştım" dedi.

Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı´nın, cihazına ait değerleri kendisine hatırlatması üzerine Ertunç, yüksek değerlerin bulunduğu zamanlarda, sensörü kendisinin kullanmadığını, böyle kayıt yaptığını da bilmediğini ileri sürdü. Bunun üzerine Başkan Aytaç Ballı, Ertunç´un çalıştığı vardiyadaki yüksek değerleri de tek tek okudu. Olay günü ve sonrasında ocak içinde yaptığı çalışmalar hakkında da bilgi veren Osman Ertunç, facia günü kendisinin bir ihmalinin ve kastının olmadığını da savundu. Mağdur ailelerin avukatlarının kullandığı sensörün değerlerine yönelik sorular yöneltmesi üzerine Osman Ertunç, kalibrasyon değerleri hakkında bilgisinin olmadığı öne sürdü.

İFADE DEĞİŞTİ, SALON KARIŞTI

Manisa´nın Soma İlçesi´nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 6´sı tutuklu 46 sanıklı davada, işçilerin ifadelerinin alınmasına öğleden sonra da devam edildi. Duruşmada, ilk olarak mağdur ailelerin avukatlarından Melek Polat, bazı tutuksuz sanıkların aradan sonra duruşmaya gelmediklerini söyleyip, mahkeme başkanından ikinci kez yoklama yaptırmasını istedi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümü de, önceki günlerin aksine yoklamayla açıldı.

Ardından da usta yardımcısı olan Hasan Hüseyin Keskin, dinlendi. Olay günü işlerinin bitmesinin ardından yüzeye çıkmak için arkadaşıyla yürümeye başladıklarını, 4´üncü bant boyuna geldikleri anda alev gördüklerini anlatan Keskin, "Ocağın başka alanlarına gitmeye çalıştık. Ancak bunu yapamayınca havalandırma bacasında bekledik. Bu sırada ben maskemi taktım. Bir iki kez nefes almaya çalıştım sonra da bayılmışım. Ben maskemin çalışmadığını düşünüyorum. Eğer çalışsaydı, bayılmazdım. Ben ayrıca yanımdaki arkadaşım İsmail Coşkun´un maskesinin çalışmadığını da gördüm. Bana nefes aldığı zaman duman geldiğini söyledi. Sonra bu arkadaşım hayatını kaybetti" dedi. Eğitimde kendilerine sadece bant altlarını temizlettiklerini savunan sanıklardan şikayetçi olan Hasan Hüseyin Keskin, dinamit patlatıldıktan sonra, duman çekilmeden çalışmaya zorlandıklarını ileri sürdü. Üretim baskısı olduğunu öne süren Hasan Hüseyin Keskin, kullanılması yasak olan küçük kepçenin müfettişler geldiği zaman gizlendiğini anlattı.

Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı´nın, savcılık ifadesinde, ´amirlerinin kendilerine küfür ettiğini hatta bir seferinde şalter görevlisine tokat attığını gözleriyle gördüğü´ sözlerini hatırlatınca Keskin, "Ben öyle bir şey söylemedim" yanıtını verdi. Buna tepki gösteren aileler, ocakta en çok şiddet uyguladığını iddia ettikleri üretimden sorumlu İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı´nın benzer yönde soru sorması üzerine, bağırmaya başladı.

MADENCİ EŞİ BAYILDI

İfade veren maden işçisi ile İsmail Adalı´ya, soru sormak için mahkeme başkanından söz isteyen ailelerin tepkileri, uyarılara rağmen durmadı. Sinir krizi geçiren madenci eşlerinden biri baygınlık geçirdi. Sağlık görevlileri, salonda ilk müdahaleyi yaptıkları madenci eşini daha sonra ambulansa aldı. Mahkemeye de bu sırada ara verildi.

MADENCİ EŞLERİ SORU SORDU

Aradan sonra sanıkların kazaya yönelik sorularını yanıtlayan Hasan Hüseyin Keskin´e, bu kez mağdur ailelerin avukatları yerine madenci eşleri doğrudan sorularını yöneltti. İlk sözü de, Keskin´in gaz maskesinin çalışmadığını söylediği ölen madenci İsmail Coşkun´un eşi Hüsniye Coşkun, aldı. Hüsniye Coşkun´un, "Madende çalışanların altı ayda bir akciğer filmlerinin çekilmesi gerekiyordu. Benim eşiminki çekilmiyordu. Tanığınki çekilmiş mi?" sorusuna Keskin, "Benimki de işe girdiğim sırada bir kez çekildi" dedi. Hüsniye Coşkun, eşinin okuma yazma bilmediği halde nasıl sınavı geçtiğini merak ettiğini sordu. Hasan Hüseyin Keskin, bu soruya, sınavın test şeklinde yapıldığını, anlattı. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı´nın, benzer yöndeki sorusuna Keskin, "Kimsenin sınavı geçemediğini görmedim" dedi. Hüsniye Kesin, son olarak ´eşinin, tutuklu sanık İsmail Adalı´nın kendisine küfür ettiğini söylediğini´ ifade edip bu dolayın yaşanıp yaşanmadığını sordu. Hasan Hüseyin Keskin, bu soruya da, "Benim başıma böyle bir olay gelmedi. Ancak İsmail Coşkun yaşadı mı görmedim" dedi. Bu sırada araya giden sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit, itirazda bulununca madenci eşi Hüsniye Coşkun, sinir krizi geçirdi, salon dışına çıkartıldı. Tavrından dolayı mağdur avukatları, Yusuf Koçyiğit´e tepki gösterdi.

 


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ